Anayasanın Tamamen Değişmesini İstiyoruz

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, anayasaların çağın gereksinim ve yönelimlerine göre yenilenmesinin ve yeni baştan yazılmasının mecburi olduğunu belirtti. Bahçeli, anayasanın, rastgele bir parti ya da siyasal hareketin mahsulü değil, topyekun 78 milyonun tamamına ait olması, vakitler üstü bir zeka ve demokratik ölçülere dayanması gerekliliğini kaydetti.

Devlet Bahçeli, “Bugün Türkiye’nin yeni bir anayasaya gereksinim duyduğu inkar edilmez bir gerçektir. 140 senelik anayasa tartışması diyalog ve kapsayıcı uzlaşmayla bitirilmelidir. Parti şeklinde biz de bu hususta olumlu ve sıcak bir tutum içindeyiz” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, bu kapsamda, dün partilerine gerçekleştirdiği ziyarete değinen Bahçeli, son derece yararlı, nazik ve olumlu bir havada geride bıraktığımız görüşmede, başta anayasa olmak üzere, TBMM İçtüzüğü, bütçe süreci, terörle mücadele, iç ve dış siyasi gelişmelerin ele alındığını, karşılıklı düşüncelerin paylaşıldığını anlattı.

Devlet Bahçeli, görüşmeye dair şu verileri verdi:

“Milliyetçi Hareket Partisi şeklinde yeni bir anayasa yapılması konusu ile ilgili rastgele bir engel görmediğimizi, bu kapsamda üzerimize düşeni yapacağımızı samimiyetle muhataplarımıza ilettik. 19 Ekim 2011 tarihinde çalışmalarına başlayan ve Meclis’te grubu tespit edilen siyasi partilerin eşit sayıda temsilci vermeleriyle, beden bulan Anayasa Hazırlık ve Uzlaşma Komisyonu’nun yine canlandırılmasını yararlı bulduğumuzu söyledik ve bu hususta da mutabık kaldık. Bu komisyonun çalışma usul ve esaslarının belirlenerek, oldukça eskiden kabul edilen 60 maddenin aynen korunması konusu ile ilgili düşünce birliğine vardık. Temennimiz milletimize hak ettiği ölçü, nitelik ve nitelikde bir anayasa yapılması ve kazandırılmasıdır.

Anayasalar sürenin ruhuna, insan gereksinim ve beklentilerine, devlet-birey ilişkilerinin değişen çapına, toplumsal arayış ve yönelişlere yanıt vermeli ve toplumsal dinamiklerin arka kısmına düşmemelidir.”