Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyku bozukluklarının sıklıkla ortaya çıktığını ve kişilerin yaşam kalitesini ciddi düzeyde etkilediğini söyledi.
Uyku bozukluklarının birçok hastalığa neden olabileceğine işaret eden Öztürk, “Hastalar bazen gün içinde aşırı yorgunluk, konsantre olamama, yeni bir projeye başlamada zorluk, bazen kontrol edilemeyen hiper tansiyon, kalp hastalıkları veya kontrol edilemeyen şeker düzeyleri gibi sonuçlarla da karşımıza gelebilir. Bağışıklık sistemini etkileyebilir, hatta ileri seviyelerde bazı uyku bozuklukları inmeyle sonuçlanan hastalıklara bile neden olabilir” diye konuştu.
Uyku bozukluklarının birçok farklı nedenlerinin olabileceğini belirten Öztürk, şöyle devam etti:
“Uyku bozukluğu, uyku düzeniyle ilgili yetersizliklerden kaynaklanabileceği gibi kişinin uyuyacağı odada başka aktivitelere yer vermesi, kitap okumak, çalışmak, televizyon izlemek veya uyumadan hemen önce bilgisayar kullanmak, akıllı telefonları, tabletleri kullanmak uykusuzluğa neden olabilir çünkü beynin belli bir seviyede ışığa maruz kalması uyumadan hemen önce, uyku fazını geciktirebilmektedir. Yani bu önlemlerin alınmaması bile uykusuzluğa, uyku bozukluklarına neden olabilir.”
Öztürk, bazı kronik hastalıkların da uyku bozukluğuna neden olabileceğini, bu hastalıkların tedavisiyle uyku bozukluğunun düzelebileceğini ifade ederek şunları söyledi:
“Solunum yetmezlikleri, kalp yetmezlikleri, hiper tansiyonlar, vücuttaki bazı madde eksiklikleri gibi bunların yerine konması, bunların tedavi edilmesi, hastanın daha iyi ve daha verimli uyku uyuması sağlanabilir hatta bazen yeni başlanmış bir ilaç, aniden uyku bozukluğuna neden olabilir. İlaçlara bağlı uyku bozuklukları da en sık gördüğümüz uyku bozukluklarından biridir. Bir de primer dediğimiz uyku bozukluğu, yani beynin uyku mekanizmasını tam olarak çalıştıramaması nedeniyle ortaya çıkan uyku bozuklukları da olabilir.”
– “Uyku bozuklukları gün içinde kazalara neden olabilir”
Uyku bozukluğunun tanısında uyku laboratuvarlarının büyük öneme sahip olduğunu aktaran Öztürk, şöyle konuştu:
“Bu laboratuvarlarda araştırılan, kişinin uyku bozukluklarının gece boyunca ne şekilde ortaya çıktığı, uykuya başlama zamanı, uyanma periyotları, uykunun belli dönemleri vardır takip edilen, bu dönemlerdeki salgı bozuklukları, süre değişiklikleri veya solunumdaki durmalar, tıkanmalar, bazı hareket bozuklukları. Bunların beyinden mi yoksa solunum sistemindeki bir tıkanmada dolayı mı ortaya çıktığı, beyinde elektriksel fonksiyon bozukluğu var mı, bütün bunların incelendiği değerlendirildiği laboratuvarlardır.”
Uyku bozuklukları nedeniyle hastalardaki uykulu halin, kronik hastalıkların yanı sıra gün içinde birtakım büyük kazalara da neden olabileceğini vurgulayan Öztürk, şunları kaydetti:
“Kişinin bazen fark ettiği ama bazen de fark etmediği uyku bozuklukları, gerçekten gündüz aşırı uykululuk şeklinde karşımıza çıkabiliyor. Bu da kişinin farkına varmadan gün içinde önleyemediği uyku periyotlarına girmesine neden olabiliyor. Yani bu bir şoför ise trafikte başına gelebilir, bir başka meslekte uğraşıyorsa bir makine başında çalışıyorsa düşünün makine başında iş kazalarına neden olabilecek şekilde başına gelebilir. Başka işlerde yine günlük performansını yaşam kalitesini etkileyebilecek şekilde başına gelebilir. Bu nedenle ciddi meslek mensuplarının ayrıca değerlendirilmesi ve güvenli iş ortamının sağlanması gerekir. Yani gün içinde aşırı uyku hissetmek, sabah kalktığında hala kendini uykusuz yorgun hissetme, gün içinde isteksizlik ve performans düşüklüğü mutlaka mutlaka ‘Bir uyku bozukluğu var mı’ yönünden değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmede uyku laboratuvarlarındaki teşhis, oldukça önemli.”
– “Aşırı uykululuk yaşayanlar, uyku hastalığından şüphelenmeli”
Tekirdağ Devlet Hastanesi Uyku Laboratuvarı Sorumlusu Nöroloji Uzmanı Dr. Hilal Horozoğlu da hastanede yaklaşık 8 ay önce açılan uyku laboratuvarında uyku bozukluklarının teşhisine yönelik çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Uykuyla ilgili şikayetlerin hem hastanın kendisinden hem de yakınlarından geldiğini belirten Horozoğlu, laboratuvarda hastaların normal bir gece uykusunu pek çok yönden incelediklerini ve kayıt altına aldıklarını ifade etti.
Laboratuvarda vücudun uyku sırasında verdiği tepkileri, vücudun aldığı oksijeni, nefes alışverişinin ve kasların hareketlerinin kayıt altına alındığını aktaran Horozoğlu, “Pek çok parametre kayıtlandıktan sonra yorumlanıyor. Eğer uyku hastalığı olduğunu tespit ettiğimiz hastalarımız olursa pek çok tedavi yöntemi için önce hastamızla konuşuyoruz, uyku hastalığının türüne göre tedavi için yönlendiriyoruz. Sadece nöroloji değil pek çok branş, bu tedavi sürecine dahil olabiliyor” dedi.
Gündüz aşırı uykululuk yaşayanlar, dikkatini toparlamakta zorlananlar ya da hiçbir sebep yokken kolay yorulanlarda uyku hastalığından şüphelenilmesi gerektiğini bildiren Horozoğlu, şunları kaydetti:
“Kaliteli bir gece uykusu uyunmadığı zaman, bu gündüz insanın yaşam kalitesini ciddi anlamda düşüşe neden olabilir. O yüzden bu tür şikayeti olan hastalarımız, uyku laboratuvarımızda koyduğumuz teşhisten sonra, verdiğimiz tedaviden oldukça fayda gördüklerini ifade ediyor.”
200 Bin TL Harcadı 20 Ton Üretim Yapacak Murat Dilsiz |
|
SGK Hileli Boşanmayı Affetmiyor |
|
| Trafik Sigortasında Prim İadesi Mert Akça |