ABD Sağlık Sistemi Kırmızı Alarm Veriyor

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

ABD, dünyadaki en pahalı sıhhat sistemine sahip olmasına karşın hizmet niteliği ve verimliliği yönünden ilerlemiş ülkeler arasında sonuncu sırada yer alıyor. Başkan Barack Obama’nın nerdeyse 6 yıl evvel yürürlüğe koyduğu sıhhat reformunun, Cumhuriyetçiler yönünden hala iptal edilmeye çalışılması ise Amerikalıların sağlığının politika malzemesi yapıldığı eleştirilerini yanında getiriyor.

ABD Kongresi’nin, kamuoyunda “Obamacare” şeklinde tanınan “Hesaplı Sıhhat Hizmetleri Yasası”nın iptalini öngören yasa teklifini 62. denemesinde kabul etmesi, gözlerin bir kez oldukça ülkenin yetersiz sıhhat sistemine çevrilmesine yol açtı.

Başkan Obama, yıllardır süren kuvvetli tartışmalardan sonra beklendiği gibi Cumhuriyetçilerin yasa teklifini hiç tereddütsüz veto etti. Buna karşın Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Paul Ryan, Obamacare’e karşı mücadele etmekten yılmayacaklarını ve seçenek bir sıhhat yasası amacıyla çalışmalara başlayacaklarını belirtti.

Politikacıların, sahip olunan sıhhat düzeneğinin verimliliğini artırma yolları yerine ideolojik hususları tartışması ise halk arasında reaksiyon uyandırıyor. Amerikalılar, uzun süredir sıhhat hizmetlerine dünyadaki en yüksek fiyatları ödemelerine karşılık aynı düzeyde kaliteli hizmet alamamaktan şikayet ediyor.

– Hem en pahalı hem en yetersiz

Sıhhat bölümünde önde gelen kuruluşların bilgileri ve incelemeleri da Amerikan halkının şikayetlerinde haklı bulunduğunu meydana koyuyor.

Merkezi New York’ta tespit edilen Commonwealth Fund isimli bağımsız inceleme enstitüsünün, geride bıraktığımız yıl duyurduğu bir rapora göre, ABD sıhhat sistemi hizmete ulaşım, hizmet niteliği, verimlilik ve eşitlik gibi konularda 11 ilerlemiş ülke arasında sonuncu sırada yer alıyor.

Dünya Sıhhat Örgütü ve OECD bilgilerine dayanarak hazırlanan incelemedaki başka ülkeleri, Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Hollanda, Yeni Zelanda, İsveç, İsviçre ve İngiltere oluşturuyor. Raporda, ABD’nin yılde şahıs başına 8 bin 508 dolarlık sıhhat harcamasıyla bu ülkelerden bazılarını ikiye katlaması bilhassa göze çarpıyor.

11 ülke arasında hizmet niteliği yönünden birinci tespit edilen İngiltere’de şahıs başına düşen yıllik sıhhat harcaması 3 bin 405 dolar, ikinci İsviçre’de 5 bin 643 dolar, üçüncü İsveç’te 3 bin 925 dolar, dördüncü Avustralya’da 3 bin 800 dolar ve beşinci Almanya’da 4 bin 495 dolar civarında bulunuyor.

Raporda, ABD’nin, adı geride bıraktığımız başka ilerlemiş ülkelerle kıyaslandığında en pahalı ancak en yetersiz sıhhat sistemine sahip olması eleştiriliyor, 2004, 2006, 2007 ve 2010 yıllerinde uygulanan değerlendirmelerin de aynı yönde bulunduğu hatırlatılıyor. Obamacare’in, sıralamaya pozitif etkilerinin vakit içerisinde meydana çıkabileceği görüşüne yer veriliyor.

Bununla eş güdümlü Dünya Bankası bilgileri de ABD’nin dünyada sıhhat sistemine en çok para harcayan ülke bulunduğunu gösteriyor. Bankanın bilgilerine göre, ABD 2013 yılsinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYH) yüzde 17,1’ini sıhhat harcamalarına ayırdı. Türkiye’nin de aralarında varbulunduğu OECD ülkelerinin, 2014 yılsindeki ortalama sıhhat harcaması ise GSYH’nin yüzde 9,3’üne karşılık gelmişti.

ABD ilaveten Dünya Sıhhat Örgütü’nün 2000 yılsinde yaptığı uluslararası sıhhat sistemi değerlendirmesinde 191 ülke arasından 35. sırada yer bulmuştu.

– Sıhhat sistemi siyasi harp alanı

Harcanan paralara karşın yetersiz kaldığı, önde gelen kuruluşların bilgileri ve inceleme raporlarıyla meydana konan ABD sıhhat sistemi, ülkenin iç politika gündeminde de mühim yer tutuyor.

Cumhuriyetçiler, Obamacare’e ülke ekonomisini çöküşe sürükleyeceği gerekçesiyle şiddetle karşı çıkarken, Beyaz Saray, iddialara “Obamacare gerçekleri” isimli resmi İnternet sitesinden karşılık veriyor.

Taraflar arasındaki en büyük görüş ayrılıkları ise mecburi sıhhat sigortası, yaşlılar ve yoksullar amacıyla devlet desteği, işverenlere getirilen mecburiluklar ve devlet destekli aile planlaması alanlarında yaşanıyor.

– Zorunlu sıhhat sigortası

Obamacare’e göre, 2014’ten bu yana her Amerikalı en azından asgari düzeyde sıhhat sigortasına sahip olmak mecburiyetinde ve bu kurala uymayanlar yükselen para cezalarına çarptırılıyor.

Para cezaları, geride bıraktığımız yıl yetişkinler amacıyla yıllik 325 dolar, çocuklar amacıyla 162,50 dolar ve aileler amacıyla en çok 975 dolar düzeyinde belirlenmişti. Cezalar bu yıl sırayla 695 dolar, 347,50 dolar ve 2 bin 85 dolara yükseltildi.

Demokratlar, sıhhat sigortası mecburiluğunun, sigorta şirketlerinin, şahıslerin sigorta talebini sahip olunan hastalıkları sebebiyle reddetmemesi amacıyla lüzumlu bulunduğunu savunuyor.

Ayrıca genç ve sıhhatli Amerikalıların gereksinim duymadıkları amacıyla sıhhat sigortası almamasının, beklenmeyen bir hastalık ya da kaza durumunde tedavi edilmemeleri sonucunu doğurabildiği ve nüfusun geri kalanın yükünü artırdığını belirtiyor.

Cumhuriyetçiler ise bu mecburiluğun bireysel özgürlükleri ihlal ettiğini ve Amerikan anayasasına aykırı bulunduğunu öne sürüyor.

ABD Yüksek Mahkemesinde bu gerekçeyle açılan iptal davası, Haziran 2012’de mahkemenin Obamacare’in bireylere yönelik mecburi sıhhat sigortası şartının anayasaya ideal bulunduğuna hükmetmesiyle sonuçlanmıştı.

Yüksek Mahkeme üyelerinin 4’e karşı 5 oyla aldığı bu karar, Obama idaresi adına büyük bir zafer şeklinde değerlendirilmişti.

– Yaşlılar ve yoksullar amacıyla devlet desteği

Obamacare, federal fakirlik sınırının altında gelire sahip ya da 65 yaş ve üstündeki Amerikalılara sıhhat hizmetlerinden oldukça düşük fiyatlarla ve devlet desteği sayesinde yararlanma olanağı tanıyor.

Bu kapsamda sağlanan Medicare (yaşlılar amacıyla devlet sıhhat sigortası) ve Medicaid (yoksular amacıyla sıhhat sigortası) programları, toplam nüfusun aşağı yukarı yüzde 30’unu kapsıyor.

Cumhuriyetçiler, bu programlar yüzünden durumu hazırda yüksek düzeydeki sigorta primleri ve bütçe açığının sürdürülemez civarlara çıkacağını iddia ediyor.

Herhangi bir partiye bağlı olmayan ABD Kongresi Bütçe Ofisi’nin (CBO) incelemeleri da Cumhuriyetçilerin bu tezini destekliyor.

CBO’nun analizlerine göre Obamacare, federal harcamaların 2025 yılsine kadar aşağı yukarı 1,76 trilyon dolar yükselmesine yol açacak. Obama idaresi ise bu rakamın ileriki 9 yıl içerisinde aşağı yukarı 1,2 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor.

Bununla eş güdümlü ABD Hükümet Hesap Verebilirlik Ofisi (GAO) yönünden hazırlanan bir rapora göre, Obamacare’i iptal etmek ülkeye aşağı yukarı 6,2 trilyon dolara mal olabilir.

– İşverenlere getirilen mecburiluklar

Obamacare’in ilaveten 50 ve üstünde tam vakitli çalışanı tespit edilen işletmelerin, çalışanlarına sıhhat sigortası yaptırma mecburiluğu getirmesi tekrar büyük tartışmalara sebep olmuştu.

Cumhuriyetçiler, bu mecburiluğun ülke ekonomisinin belkemiği pozisyonundaki ufak ölçekli işletmeleri, maliyetleri artırarak güç hale sokacağını savunuyor. Beyaz Saray ise ülkedeki şirketlerin yüzde 96’sının 50’den oldukça az işçiye sahip bulunduğu ve bunların yüzde 90’ından çoksının işçilerine Obamacare evvel sıhhat sigortası sağladığını belirterek, bu iddialara karşı çıkıyor.

– Devlet destekli aile planlaması

Obamacare’e yönelik en kuvvetli tartışmalardan biri de ülkedeki devlet destekli aile planlaması merkezi “Planned Parenthood”un finansmanı konusu ile ilgili yaşanıyor.

Cumhuriyetçiler, geleneksel şeklinde karşı çıktıkları kürtaj ve doğum denetimi gibi hizmetleri de yayınlayan Planned Parenhood’un, Amerikalı mükelleflerden sağlanan vergilerle desteklenmesine resmen ateş püskürüyor.

Demokratlar ise ülkedeki ailelerin, kuruluşun tanıttığı çoğu hizmete gereksinimi bulunduğunu ve kürtajın ise verdiği hizmetlerin yalnızca yüzde 3’ünü oluşturduğunu belirtiyor.