Terör Teşkilatları Taşeron Olarak Kullandı

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Suriye-Irak bağlamında, Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin kuvvetli bir aktör olmasını istemeyenlerin de bu anlamda terör teşkilatlerini, taşeron teşkilat olarak kullandıkları aşikardır. Maalesef meydana son derece acı verici bir tablo çıkıyor. Türkiye bununla alakalı lüzumlu tedbirlerini alıyor” dedi.

Kurtulmuş, Habertürk Televizyonu’nda gündeme dair açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye’nin 20 Temmuz’dan bu yana, son derece sistematik bir hücum altında bulunduğunu izah eden Kurtulmuş, “Sanki bir yerde planlanmış, bunun bir stratejik vakitlaması da yapılmış ve her hücumyla eş güdümlü Türkiye’ye bir türlü yanıt verilmiş ya da Türkiye’ye mesaj verilmiş bulunan hücumlar zincirini yaşıyoruz” diye konuştu.

Önce Suruç, gerisinden Ankara ve oldukça sonra da İstanbul Fatih’te hücumlar gerçekleştiğine ilgi çeken Kurtulmuş, Türkiye ne vakit belli bir biçimde siyasi ve iktisadi bakımdan yükselişe geçse, Türkiye’nin önüne evvel sağ-sol çatışmaları, birtakım iç kavgalar, vuruşler getirildiğine işaret etti.

“Şimdi de de uzunca bir süredir terörü maşa olarak kullanarak Türkiye’ye gözdağı vermek, Türkiye’nin ayağına çelme takmak, oldukça ileriye gitmesini, ekonomik ve siyasi reform süreçlerini tamamlayan, aslında dünya ile her alanda rekabet edebilen kuvvetli, büyük bir ülke olmasını istemeyen çevrelerin, terörü maşa olarak kullandığından hiç kuşku yok” diyen Kurtulmuş, Suriye’de 5 yıldir yaşanan prosese ilgi çekti.

Suriye’de birinci devresinin iç harp olarak tamamlandığını, ikinci devresininde de vekalet harplarının görüldüğünü bildiren Kurtulmuş, “Nedir o vekalet harpları. Çoğu ülke, bu terör teşkilatlerini kullanarak, terör teşkilatleri üstünden çevresel ve küresel hakimiyetlerini artırabilecek birtakım zor kazanımları elde etmeye çalışıyor. Hiç kuşkusiz, 20 Temmuz’dan ileri bu hücumların bu tür konui bir manası da var. Suriye-Irak bağlamında, Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin kuvvetli bir aktör olmasını istemeyenlerin de bu anlamda terör teşkilatlerini, taşeron teşkilat olarak kullandıkları aşikardır. Maalesef meydana son derece acı verici bir tablo çıkıyor. Türkiye bununla alakalı lüzumlu tedbirlerini alıyor” ifadesini kullandı.

“20 Temmuz’dan sonra tüm terör teşkilatleri, eş vakitli olarak harekete geçirildi” diyen Kurtulmuş, o devre geçici bir hükümet olmasına karşın, büyük bir kararlılıkla terörün üzerine üzerine gidildiğini belirtti.

SultanAhmet’teki terör hücumsının ardındannda gündeme gelen istihbarat zafiyeti bulunduğu savına dair bir soru üzerine de Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Dünyanın en büyük istihbarat birimlerine sahip, en ilerlemiş istihbaratlara sahip ülkelerde de terör hadiseleri oluyor. Fransa’da, İngiltere’de, Londra Metrosu’nda, Amerika’da ikiz kuleler indiriliyor. Terör teşkilatlerinin bu türsine maalesef son derece hain bir yönü var. Ayırt edemiyorsunuz. Hele bir de Türkiyeyi düşünün. 911 kilometre Suriye ile sınırınız var, Irak sınırını da toplarsanız bin 251 kilometre ediyor. Sınırın her iki doğrultusunda da devamlılıksızlık var. Genellikle 911 kilometrelik Suriye sınırının karşı yönünın fazla büyük bir kısmı, Türkiye’ye arkadaş olmayanlar yönünden denetim ediliyor. Dolayısıyla bir de Türkiye’ye girmiş bulunan 2 milyon 400 bini aşkın Suriyeli mülteci var. Buna karşın istihbarat birimlerinin takip altına aldığı, kuşkuli gördüğü, devamlı üstünde analiz yaptığı fazla sayıda insan var. O insanları takip ediyorlar, denetim ediyorlar. Geçtiğimiz hafta Ankara’da tüm düzenekleri hazırlanmış, canlı bomba olacak insanlar yakalandı, onların yakalanmasıyla eş güdümlü arkalarındakilere de kısmen ulaşıldı.”

“İç harp potansiyeli Ortadoğu’da son limitlerine geldi”

Dünyanın nerdeyse tüm ordularının şu anda Ortadoğu’da bulunduğuna işaret eden Numan Kurtulmuş, yalnızca karanın değil, aynı vakitte denizlerin de ciddi biçimde karıştığına ilgi çekti. Durumun, kimsenin lehine olmadığını ve sürdürülemeyeceğini açıklayan Kurtulmuş, “Ben, iç harp potansiyelinin bölümde son limitlerine geldiği kanaatindeyim. Tanrı muhafaza, bundan ardından denetim edilemeyen çevresel harpa doğru dönebilir. Bu da hiç kimseye yarar sağlamaz” dedi.

“Suriye halkının kabul edeceği bir barış diğer gerilimleri de azaltır”

“Suriye’de barış sağlanırsa mı biz huzura ereriz?” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Bu, bölümdeki tansiyonu bir oran hiç kuşkusiz azaltacaktır. Bunun kesinlikle Irak’a yansıması olacaktır. Bunun kesinlikle Suriye’deki, halkın istediği bir barış ama dayatılmış ve adil olmayan bir barıştan bahsetmiyorum, halkın istediği, Suriye halkının kabul edeceği bir barışın olması, bölümdeki diğer gerilimleri de azaltacaktır. Hatta Yemen’e kadar sirayet eden yeni bir dalgayı oluşturacaktır, diye temenni ediyorum” diye konuştu.

“PKK birilerinin vekalet harpının parçası haluna gelmiştir”

Numan Kurtulmuş, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir terör teşkilatınün tek başına olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Hiçbir teşkilat tek başına, kendi imkanlarıyla bağımsız, bağlantısız bir biçimde meydana çıkmış ve kendi terör hareketlerini icra ediyor değil. Silahlarıyla, politikaleriyle, lojistik destekleriyle vakit vakit siyasi destekleriyle birtakım yerlerden destek aldıkları aşikardır. Bu zorler desteklerini çekseler dünyada hiçbir terör teşkilatı 3 gün ayakta duramaz. Çünkü nihayetinde Fransız devletine karşı harpıyor, Amerikan devletine karşı bir hücumda bulunuyor, İngiliz devletine karşı hücumda bulunuyor, Türk devletine karşı hücumda bulunuyor. Dolayısıyla 100 adet 500 adet adam mı Amerikan devletine, Türk devletine baş tutacak? Belli ki gerisinde diğer bir planlama, diğer bir şey var. PKK da bölümdeki bu siyasi gerilimde birilerinin vekalet harpının parçası haluna gelmiştir, fazla açıktır.”

“Terörün güzelsi kötüsü olmaz”

Terörle ağır imtihan vermiş dünyada, terör teşkilatlerine karşı aynı karşı duruşun sergilenmesi lüzumluliğini altını çizen Numan Kurtulmuş, “Terörün, güzelsi kötüsü olmaz. Hiçbir terör grubu hiçbir ülkeye yar olmaz. Yani ‘Bu terör grubu benim menfaatlerime bir biçimde halel getirmiyor, bununla aram güzel olsun, diğeri terör grubunu bertaraf edeyim’ demek doğru bir şey değil. Terör teşkilatlerinin, elinde silah olup yani makul, yasal politika zeminlerinin dışında elinde silahla ortalığı karıştırmaya çalışan her bireyin tüm ülkeler yönünden gayriyasal ilan edilmesi lazım. Bu, terörizme karşı asgari ortak bir zemindir. Bu zemin üstünde tüm ülkelerin buluşmasının kaçınılmaz bulunduğu bir noktaya geldik” olarak konuştu.

“Yaşadığımız hali bir parantez arası olarak görüyorum”

Numan Kurtulmuş, Türkiye’de yaşanan terör hadiselerinın nereye varacağı, bu hadiselerin nasıl biteceğinin sorulması üzerine de şu şekilde konuştu:

“Ben açıkça hayat sürdüğümüz bu hali, bir parantez arası olarak görüyorum, arızi bir hal olarak görüyorum. Zap Suyu’na girmekten, Munzur’da suya girmekten, falanca dağda halay çekerek güvenilir biçimde insanların oynadığı o günler, inşallah yakında gelecek. Bakın biz siyasi irade olarak, Türkiye’de barış ve devamlılık isteğini, milli birlik ve kardeşlik isteğini ne kadar kuvvetli bir biçimde meydana koyup, halkın da desteğini bu konuta gördükçe ne kadar cesaretli bir biçimde ilerlediysek aynı biçimde birtakım hain çevreler bu süreci baltalamak amacıyla elinden geleni yaptı. Ama fazla şükür ki tüm olumsuz şartlara karşın iki şey Türkiye’de olmadı; bu terör gruplarını çıldırtan budur. Bunlardan birisi bu memlekette 37-38 yıl oldu, 38 yıldir PKK terör teşkilatı Türkiye’de silahlı mücadele sağlıyor ama katiyen ve katiyen bu memlekette Türkler ve Kürtler birbirlerine karşı düşmanca tavır içerisinde değil.”

“Bildiri yanlı ve yanıltıcı”

“Bin 128 akademisyenin yayınladığını bildiriye” dair soru üzerine de Kurtulmuş, her bireyin fikrini tek başına ya da toplu olarak açıklayabileceğini söyledi. Fakat terörü desteklememek ve insan hak ve onurunun alenen çiğnememek lüzumluliğini bildiren Kurtulmuş, “Bunu yapmadığınız prosese tüm fikrinizi açıklayın, dersiniz ki benim fikrimdir. Ama kusura bakmayın bu rapor son derece yanlı, son derece kamuoyunu yanıltıcı” dedi.

Kurtulmuş, “Tanrı amacıyla azıcık mı izan ve insafınız yok. Hiç mi terör teşkilatıne söyleyecek bir cümle lafınız yok? Burada kalkar bu tür bir ortamda yalnızca devleti suçlarsanız bu hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği, son derece tarafgir, son derece yanlı, son derece yanıltıcı, yanlı da olur bir de yanıltıcı bir bildiridir. Bizim karşı çıktığımız konu budur” olarak konuştu.

“Oy aldıkları ulus ihanet etmemeliler”

“HDP talimatı nereden alıyor bilmem ama oyu ulusten alıyor” ifadesini kullanan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Öncelikle oy aldıkları ulus karşı ihanet etmemeleri lazım. Millet neden kendilerine oy verdiyse ona göre hareket etsinler. Nereden alırlar bilmem onu kendileri biliyorlar. Burada en fazla mağdur bulunan kitle HDP’ye oy veren kitledir.”

Terör mağdurlarına yönelik destek

Kurtulmuş, terörden ötürü mağdur bulunan esnafa ve işçilere yönelik çalışmaların devam ettiğini ve birtakım kolaylıkların da sağlandığını söyleyerek, “Milli eğitimden, sıhhat alanına kadar, esnaf sanatkarın halindan okulların tekrar yapılanmasına kadar bu anlamamda tekrar kentsel dönüşümle ilçelerin, şehirlerin imarına kadar fazla kapsamlı bir rehabilitasyon süreci olacak” dedi.

“82 Anayasası’nın politika felsefesi ‘faşist’ bir felsefedir”

Şu anda ki 82 Anayasası’nın politika felsefesinin ‘faşist’ ve otokratik bir felsefe bulunduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Askeri vuruş ürünü bulunan bir felsefe üzerine bina edilmiş, bir sistem inşa etmiştir. Şimdi biz düzenin aparatlarını değiştirmeye çalışarak, bu işi yapamayız” ifadelerini kullandı.