Madaya’da Sağlık Sorunlarının Sebepleri Araştırılıyor

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Yemen’deki Şii Ensarullah Hareketi (Husiler) yönünden 5 aydır kuşatma altında tutulan Taiz şehrinin “açık cezaevi”ne döndüğü ifade ediliyor. Dış dünyayla bağlantısı kesilen şehirde, aylardır devam eden abluka ve çatışmalar sebebiyle yüzlerce bireyin hayatını kaybettiği, çok sayıda hastanenin tıbbi malzeme eksikliği sebebiyle çalışmalarını durdurduğu belirtiliyor.

Ağustos 2015’ten bu yana kuşatma altında tutulan ülkenin güneyindeki Taiz şehri, Husiler ve devrik cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlısı birlikler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki birlik güçleri yönünden desteklenen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi yanlısı Halk Direniş Güçleri (HDG) arasındaki çatışmalara sahne oluyor.

Geçen ağustos ayının ortalarında HDG, il merkez ve istihbarat binaları ile tarihi El-Kahire Kalesi ve Sabr Dağı bölgesinde ilerleyerek El-Kahire, Muzaffer ve Sale ilçelerinin birtakım mahallelerinin yer aldığı Taiz’in merkezinde denetimi sağladı. Husiler ise, HDG’nin merkezdeki bu ilerleyişinin sonrasında Taiz etrafına doğru çekilmek mecburiyetinde kalarak, topçu birlikleriyle Muzaffer ile El-Kahire ilçelerinin çevresindeki yüksek bölgelere konuşlandı.

Bölge sakinlerinden alınan bilgiye göre, Taiz’i kuşatan ve yerleşim bölgelerine sık sık topçu saldırıları düzenleyen Husiler ve Salih yanlıları, oluşturdukları geçiş noktalarıyla kente giriş-çıkışları denetim altına tutmaya başladı. Söz hususu geçiş noktalarını, “Filistin’deki sınır kapılarına” benzeten Taiz halkı, kente Husilerin izin verilen ölçüde girip çıkabildiklerini, militanların keyfi programları ile şahsi ve detaylı denetimlere maruz kaldıklarını anlattı.

– İİT, “Yemen ve Suriyeli masumların yaşadığı kıtlık, harp suçu standardına ulaştı”

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) yönünden oldukça evvel uygulanan yazılı açıklamada, İİT uluslararası toplum, Yemen’in Taiz şehri ve Suriye’nin Madaya ve Zebedani bölgesine insani yardım ulaştırılabilmesi amacıyla kuşatmanın kaldırılması ve sivillerin kurtarılması amacıyla acil şeklinde harekete geçmeye çağırmıştı.

Yemenli ve Suriyeli masumların yaşadığı kıtlığın “harp suçu” standardına ulaştığının ve sivillerin harpın yıkıcı etkilerinden uzak tutulması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, krizin oldukça çok derinleşmemesi amacıyla acilen araya girmek edilmesi gerektiği belirtilmişti.

Taiz şehri İnsani yardım gönüllüsü Dr. Abdurrahim es-Samii de “Kente aylardır hiçbir yardım ulaşmadı. Husiler şu an ablukayı oldukça da şiddetlendirdi. Halkın giriş çıkışlarında uygulanan keyfi uygulamalar oldukça da arttırıldı” diye konuştu.

– Taiz’de besin güvencesinde “acil durum” alarmı

BM Dünya Besin Programı (WFP), Aralık ayı raporunda, kuşatma altındaki Taiz halkının büyük kısmına ulaşılamadığı belirtilerek, çatışan taraflara “yardım malzemelerinin geçişine izin verilmesi” davetinde bulundu.

Taiz’deki besin güvencesinin “acil durum” standardına ulaştığını kaydeden WFP, “Taiz’deki sahip olunan istikrarsız durum, bilhassa kuşatma altında tutulan ve besin malzemelerinden yoksun tespit edilen bölgelerdeki gereksinim sahiplerine ulaşılmasını engelliyor” ifadelerine yer verdi.

– Sıhhat alanındaki “felç” durumu

Ülke çapında Mart 2015’ten bu yana devam eden çatışmalar ve geride bıraktığımız ağustos ayında uygulanmaya başlayan kuşatma, şehirde enerji kesintilerinin yanı sıra tıbbi malzemelerin tedarikinde de ciddi sıkıntılara yol açtı. Sıhhat alanına büyük vuruş vuran bu durum, Taiz’deki 20 hastasebep 16’sının hizmet veremez hale gelmesine sebep oldu.

Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) yönünden hazırlanan raporda da “Taiz halkı ciddi bir kuşatma altında tutuluyor. Kentin en donanımlı hastanesi bile petrol türevlerinin eksikliğinin yol açtığı enerji sıkıntısından ötürü kapılarını kapamak mecburiyetinde kaldı” denildi.

Bölgesel ve uluslararası kurumlarca hazırlanan raporlara göre, geride bıraktığımız ağustos ayından bu yana uygulanan kuşatma sebebiyle sıhhat hizmetleri ve alt yapıda büyük çöküş yaşanan Taiz’de, birtakım hastalıklar yayılmaya başladı. Sıhhat merkezlerinin kapanması sebebiyle şehirde bulaşıcı hastalıkların meydana çıktığı, bölge sakinlerinde, Dang humması (Dengue Fever), Kolera ve Sıtma gibi hastalıkların gördüğünüz belirtildi.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Cecile Pouilly de geride bıraktığımız eylül ayında yaptığı açıklamada, Taiz’de yaşanan emniyet durumlarından ve Dang hummasının yayılmasından derin kaygı duyduklarını ifade etmişti.

Uluslararası Kızılhaç Örgütü Yemen Heyeti Başkanı Antoine Grand Ekim ayında yaptığı yazılı açıklamada, Yemen’in başka mekanlarındaki hale paralel şeklinde Taiz’deki durumun çok ağır olduğunu belirterek, “Hastanelerin yarısından çoğu kapalı. Yaralılar ümitsizce ilaç ve tedavi bekliyor” ifadelerini kullanmıştı.

– “Taiz kuşatması” müzakerelerin ana gündemi

Yemen’deki krize çözüm bulunması amaçiyle BM öncülüğünde 15 Aralık’ta İsviçre’de başlayan müzakerelerde “Taiz’deki kuşatma” ana gündem maddelerinden biri olmuştu.

Hükümet, görüşmelerin devam etmesi amacıyla Taiz’deki kuşatmanın sona ermesi şartını öne sürerken, Husiler ile Salih yanlıları ise evvellikli şeklinde deniz kuşatmasının sona ermesini istemişti.

– Taiz’de 9 aylık bilanço: Bin 277 ölü, 7 bin 626 yaralı

Husiler ile Salih yanlısı güçler yönünden Taiz’deki yerleşim birimlerine amaç gözetmeksizin uygulanan topçu saldırılarının sivil can kayıplarına yol açtığı ifade ediliyor.

Sivil toplum örgütlerinden meydana gelen Yemen İnsan Hakları İhlalleri İzleme Koalisyonu’nun raporlarına göre, Husiler ve Salih yanlısı güçlerin Nisan 2015’ten bu senenin başına kadar Taiz’in mahallelerine amaç gözetmeksizin düzenlediği saldırılarda, 133’ü çocuk, 65’i kadın bin 277 bireyin öldüğü, 7 bin 626 bireyin yaralandığı belirtiliyor.

Taiz’de Husiler ve Salih yanlılarının yanı sıra birlik güçlerinin düzenlediği hava saldırılarında sıhhat kurumlarında ciddi hasar meydana geldiği vurgulanan raporda, alt yapıda büyük yıkımlar oluştuğu, içme suyu sıkıntısının yaşandığı şehirde halkın yağmur sularını içmek mecburiyetinde kaldığı ifade ediliyor.

Raporda ayrıca, Husilerin saldırıları sebebiyle 55’i eğitim ve 21’i sıhhat olmak üzere 172 hükümet tesisi ile bin 561’i ev olmak üzere bin 771 hususi mülkün yıkıldığı, 9 bin 500 ailenin de göç etmek mecburiyetinde kaldığı kaydediliyor.