Sultanahmet’teki Saldırıda Yeni Gözaltıları

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Başbakan Davutoğlu, SultanAhmet’teki terör hücumuna ilişkin, “Saldırganın kimliği belirleme edildi, sizlerle de paylaşıldı. Bugün bu çerçevede 4 ayrı gözaltı oldukça oldu saldırganın kimliğinin belirlenmesi sonrasında. Biraz evvel de saldırganın Türkiye’ye giriş yolu, bütün kontakları, arka plandaki ilişkileri konusu ile alakalı aldığım bilgiler, bu sorunnin görünür yüzünün dışında birtakım mühim sebepler ve perde arkası etkin aktörler olabileceği kanaatimizi pekiştirdi” dedi.

Terörün bundan sonra ülkelerden ve şehirlerden bağımsız olarak dünyanın her yerinde bütün insanlığı tehdit eden bir olgu olduğunu altını çizen Davutoğlu, “Dolayısıyla bu münferiden İstanbul’da ve Türkiye’de değil, bütün mühim baş şehirlerde, bütün mühim şehirlerde, bütün ülkeleri kaygılandıran, alarm durumunda tutan bir husustur. Paris’te, Londra’da, New York’ta, Madrid’de hayat sürdüğümüz terör eylemleri, açık biçimde bunun bütün insanlığı ilgilendiren ciddi bir alan okuma olduğunu hepimize gösteriyor” diye konuştu.

“6 yaralı tedavi görüyor”

Başbakan Davutoğlu, SultanAhmet’teki terör hücumunda 10 yabancı uyruklu bireyin yaşamını yitirdiğini, 15 bireyin yaralandığını belirtti. 6 bireyin hastanelerde tedavisinini sürdüğünü, diğerlerinin taburcu edildiğini kaydeden Davutoğlu, 6 hastayla alakalı itinayla bütün çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Saldırganın DAİŞ bağlantısının belirleme edildiğini altını çizen Davutoğlu, “Fakat bundan sonra DAİŞ öyle bir teşkilat ki bir piyon ve kimi zaman de kamufle edilebilecek birtakım eylemlerin rahatça kullanılmasını gerçekleştiren bir ara teşkilat, bir taşeron” dedi.

“Takip altında değildi”

Başbakan Davutoğlu, “Bu kişi takip altında bulunan bir kişi değildi. Normal olarak Türkiye’ye bir mülteci gibi, sığınmacı gibi giren bir kişi. Fakat bu saldırıdan sonra bütün bağlantıları tek tek çözülerek bağlantıları alana çıkarılıyor ve bu bağlantılar içerisinde DAİŞ dışında DAİŞ’ı kullanan birtakım çevrelerin olabileceğine dair de birtakım şüphelerimiz söz konusu” verisini aktardı.

Başbakan Davutoğlu, “Bu terör teşkilatınü kullanan arkadaki gerçek aktörler kimlerse onların alana çıkarılması amacıyla de yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bu bir taşeron teşkilat ama o taşeron teşkilatı şayet birileri kullanmak istiyorsa ki bunun emarelerini fazla gördük, yalnızca bu taşeron teşkilatı değil, bu taşeron teşkilatı kullanma hevesine ve amacına dönük çalışma yapan kim varsa hepsine dönük olarak da lüzumlu her türlü önlemi alma konusu ile alakalı Türkiye’nin kararlılığı açıktır. Bu yönde de önlemlerimizi alacağız” diye konuştu.

İstanbul’un emniyet ve huzur kenti olması tarafında atılacak adımları, bütün emniyet birimleriyle ele aldıklarını altını çizen Davutoğlu, “Sadece terör tehdidi karşısında değil, yalnızca bu tür saldırılar karşısında değil, aynı vakitte bilhassa de uyuşturucuya karşı mücadelede, asayişte, kaçakçılık ve organize suçlar konusu ile alakalı da İstanbul’u dünyanın en emniyetilir şehirlerinden biri kılmak hepimizin vazifei” olarak konuştu.

“İstanbul’a gelmeye çağrı ediyoruz”

Başbakan Davutoğlu, “Almanya İçişleri Bakanı Maiziere’nin de vurguladığı gibi, biz bütün Alman dostlarımızı, Avrupalı dostlarımızı, bütün insanlığı, insanlık tarihinin birikiminin özeti, hülasası bulunan İstanbul’a gelmeye çağrı ediyoruz. Alman İçişleri Bakanı’na bu açıklamaları bundan dolayı teşekkür ettim. Türkiye emniyetilirdir, İstanbul emniyetilirdir, inşallah önümüzdeki aylarda ve senelerde da milyonlarca milyarlarca misafiri burada ağırlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin her köşesinde ama bilhassa İstanbul’da, milletin, halkın emniyetilirği, şehirlerin asayişi amacıyla ne önlem alınması gerekiyorsa, demokratik hukuk devleti kuralları amacıyla de alacaklarını ifade eden Davutoğlu, bunların oldukça görünür ve oldukça etkin önlemler olacağını söyledi.

“Mutlaka karşılığını veririz”

Başbakan Davutoğlu “Açık ve net ifade ediyorum. Biz, bize yönelen her saldırıya lüzumlu gördüğümüz çapta, doğru ve ideal gördüğümüz vakitte kesinlikle karşılığını veririz ama her bireyin de bu hususta içten bir tutum amacıylae girmesini bekleriz” dedi.

“Birtakım ülkeler engelliyor”

DAİŞ’le mücadele konusu ile alakalı Başbakan Davutoğlu şunları kaydetti:

“Türkiye’nin havadan gerçekleştireceği operasyonlar konusu ile alakalı birtakım ülkeler, önleyici tutum içerisindeler. Ya kendileri DAİŞ’i yok etsinler ya bıraksınlar biz yok edelim ama kimse ‘DAİŞ’e karşı mücadele ediyorum’ görüntüsü adı altında,, oradaki sivil halkı ve muhalefeti cezalandırarak DAİŞ’e alan açmayı düşünmesin. Bir istihbari bulguyu burada paylaşmak isterim. Onun amacıyla bütün bağlantılar çıkarılacak. Dün bize ulaşan bilgiyle, birtakım DAİŞ öğeleri, rejimin destekleriyle, biliyorsunuz son zamanlarda Suriye sınırına yakın bölümde Suriye ılımlı muhalefetinin DAİŞ’e karşı bir operasyonu başladı, bir çalışması ve birtakım bölgeler DAİŞ’ten kurtarıldı. Onun üstüne rejim, Şam’a yakın oldukça güney bölümdeki DAİŞ öğeleriyla anlaşarak, rejimin otobüsleriyle birtakım DAİŞ öğeleri Suriye’nin kuzetekrar doğru sevk edildi. Bugün Suriye’de fazla pis iş birliklerini görüyoruz.”

Davutoğlu, İstanbul Valiliğindeki emniyet brifinginin sonrasında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin “DAİŞ’e, karşı yurtdışından kuvvetli bir yanıt alınıyor mu, yeni bir hava operasyonu olabilir mi?” sorusu üstüne Davutoğlu, saldırının Türkiye’ye dönük olduğunu söyledi.

Suruç hücumu olduğunda DAİŞ mevzilerine ciddi bir karşı saldırıda bulunduklarını hatırlatan Davutoğlu, “Ankara hücumundan sonra da tekrar yurtdışında DAİŞ mevzilerine dönük birtakım operasyonlarımız oldu. Bu hususta da Türkiye’ye kim saldırırsa, belirleme edildikten sonra ideal gördüğümüz vakitte, ideal gördüğümüz biçimde mukabelede bulunuruz. Bunu şuandan ilan etmeyiz ama ideal gördüğümüz biçimde, ideal vakitte lüzumlu mukabelede bulunuruz” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, burada DAİŞ’e karşı Suriye’de mücadele ettiğini ifade eden ülkelere de vazife düştüğünü vurgulayarak, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Suriye hava sahasını nerdeyse operasyon yapmama amacıyla DAİŞ’i de nerdeyse bu hava sahasının altında korumaya almış gibi görünen birtakım yabancı hava kuvvetleri, kendileri DAİŞ’e karşı operasyon yapmalılar. Yani Halep’te, okulları bombalayacaklarına, İdlib’de hastaneleri bombalayacaklarına, Bayırbucak Türkmenlerini, sivilleri bombalayacaklarına giderler DAİŞ mevzilerini bombalarlar, kastettiğim açıktır. Rus hava kuvvetleri amacıyla söylüyorum, gerçekleştirdikleri operasyonların yüzde 90’ı sivil halka ve muhalefete karşı, DAİŞ’e karşı değil. Ama bu operasyonları DAİŞ’e karşı ya da uluslararası koalisyonun içerisinde ve parçası olarak Türkiye’nin de uluslararası koalisyonla eş güdümlü DAİŞ’e karşı yürüteceği mücadeleye engel olmazlar. Şu anda maalesef bu tür bir bariyer söz konusu. Türkiye’nin havadan gerçekleştireceği operasyonlar konusu ile alakalı birtakım ülkeler önleyici tutum içerisindeler. Ya kendileri DAİŞ’i yok etsinler ya bıraksınlar biz yok edelim. Ama kimse ‘DAİŞ’e karşı mücadele ediyorum’ görüntüsü adı altında oradaki sivil halkı ve muhalefeti cezalandırarak, DAİŞ’e alan açmayı düşünmesin.”

– “Bugün Suriye’de fazla pis iş birliklerini görüyoruz”

Başbakan Davutoğlu, bir istihbari bulguyu paylaşmak istediğini belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Onun amacıyla bütün bağlantılar çıkarılacak. Dün bize ulaşan bilgiyle, birtakım DAİŞ öğeleri, rejimin destekleriyle, biliyorsunuz son zamanlarda Suriye sınırına yakın bölümde Suriye ılımlı muhalefetinin DAİŞ’e karşı bir operasyonu başladı, bir çalışması ve birtakım bölgeler DAİŞ’ten kurtarıldı. Onun üstüne rejim, Şam’a yakın oldukça güney bölümdeki DAİŞ öğeleriyla anlaşarak, rejimin otobüsleriyle birtakım DAİŞ öğeleri Suriye’nin kuzetekrar doğru sevk edildi. Bugün Suriye’de fazla pis iş birliklerini görüyoruz. Suriye rejimi açık bir biçimde ılımlı muhalefete karşı DAİŞ ile işbirliği yapıyor. DAİŞ de açık bir biçimde Suriye rejimiyle iş birliği yaparak, kendilerince de bunun yolunu bulmuşlar. Neredeyse birtakım hükümlerle münafık gördükleri ılımlı muhalif sebeplere karşı rejimle işbirliği uygulamak gibi. Hepsi aniden ılımlı muhaliflere saldırıyorlar. DAİŞ ılımlı muhaliflere saldırıyor, PYD ılımlı muhaliflere saldırıyor, rejim ılımlı muhaliflere saldırıyor, Rus hava kuvvetleri ılımlı muhaliflere saldırıyor, Hizbullah milisleri, oradaki İran mevcudiyeti ılımlı muhaliflere saldırıyor. Çünkü bütün sorun müzakereler başlamadan evvel ılımlı muhalifleri alanda yok edip, geriye yalnızca Suriye rejimiyle DAİŞ’in kalmasını sağlamak ve bu yolla da Suriye rejimi ehven-i şer diyerek yaşamasını temin etmek. DAİŞ’e karşı en içten mücadeleyi Türkiye vermiştir ama biz bu içten mücadeleyi verirken, DAİŞ’e karşı yaptığımız, gerçekleştireceğimız operasyonlar, planladığımız operasyonlar Suriye hava sahasındaki yeni tablo bundan dolayı engellenmeye çalışılıyor. Başika’da DAİŞ’e karşı yürüttüğümüz bu mücadele de engellenmeye çalışılıyor. Herkes içten bir biçimde safını belli etmelidir. Kim DAİŞ’in yanındaysa bilelim. Kim DEAŞ’ın karşısındaysa onu da bilelim.”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, DAİŞ’in serpilmesine izin verenlerin, destek bulunanların bugün dünyanın en mühim şehirlerini tehdit altına almasına sebep bulunanların bir taraftan da Türkiye’yi suçlama cihedine yöneldiklerini belirterek, “Açık ve net ifade ediyorum. Biz, bize yönelen her saldırıya lüzumlu gördüğümüz çapta, doğru ve ideal gördüğümüz vakitte kesinlikle karşılığını veririz. Ama her bireyin de bu hususta içten bir tutum amacıylae girmesini bekleriz” olarak konuştu.