Çocuklarda “pantolon paça boyu”na dikkat

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sihhati ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aysun Bideci, “Aileler çocuklarının önceki yıllardaki kıyafetlerini rahatça giyebildiğini, etek boyu ya da pantolon paça boyunun değişmediğini, katagoride yaşıtlarına göre boyunun kısa olması gibi bir hali gözlemliyorlarsa, boy kısalığı ve büyüme geriliğinden kuşku etmeli” dedi.

Prof. Dr. Bideci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, boy ve ağırlığın yaşa, cinse göre hazırlanmış normal büyüme eğrilerinin alt sınırının altında olması ya da normal eğride giderken aşağıya inmesinin, “büyüme geriliği” şeklinde tanımlandığını bildirdi.

Normalde çocukların her yaşta belirli oranlarda büyüdüğüne ilgi çeken Bideci, şu şekilde devam etti:

“İlk bir senede 25 santimetre, 1-2 yaş arası ortalama 10-12 santimetre, 2-4 yaş arası senede 7 santimetre, 4 yaştan yetişkinliğe kadar senede 5 santimetre boyda uzama olur. Ergenlik vakitsince toplamda kızlar 20-25 santimetre, erkekler 25-30 santimetre uzarlar. Hem de çocuğun boyunun, büyüme eğrisinde yaş­a göre yüzde 3’ün altında olması büyüme geriliğinin habercisi olabilir. Aileler çocuklarının önceki yıllardaki

kıyafetlerini rahatça giyebildiğini, etek boyu ya da pantolon paça boyunun değişmediğini, katagoride yaşıtlarına göre boyunun kısa olması gibi bir hali gözlemliyorlarsa, boy kısalığı ve büyüme geriliğinden kuşku etmeli.”

– “Çölyak hastalığı büyümeyi etkiliyor”

Bideci, büyümeyi etkileyen faktörler arasında kalıtsal bilhassar, beslenme, hormonal denge, kemik yapısı, psikososyal etkiler, vakitğen hastalıkların yer aldığına değindi. Bideci, “Kronik hastalıklarda çölyak hastalığı ehemmiyet arz eder. Genellikle kilo azlığı ve boy kısalığı bulunan çocuklarda çölyak hastalığı araştırılmalıdır” dedi.

Hamilelik esnasında da annenin güzel ve ideal beslenmemesi, sigara, alkol kullanması, annenin hipertansiyonunun olması, enfeksiyon geçirmesi, plasenta yetersizliğinin de bebeğin doğum haftasına göre boy ve kilosunun düşük şeklinde doğmasına sebep olduğunu altını çizen Bideci, “Böyle doğan bütün bebeklerin, süt çocukluğu dehemmiyetinde yaşıtlarını yakalamaları olası olmayabilir” diye konuştu.

Prof. Dr. Bideci, kalıtsal faktörlerin de bireyin boyunun belirlenmesinde mühim olduğunu aktardı. Bideci, “Anne babası topluma göre kısa bulunan çocuğun boyunun kısalığı her vakit kalıtsal bilhassarine bağlanmamalıdır. Ailede olabilecek boy kısalığı sebepleri de öngörülerek inceleme yapılmalıdır. Anne babası kısa bulunan bir çocuk, kısa boylu olacak diye bir kural söz hususu değildir” ifadesini kullandı.

– Beslenme boyu etkiliyor

Büyümede en mühim etkenlerin başında “beslenme”nin geldiğine işaret eden Bideci, beslenmesi sorunlu bulunan bir çocuğun boyda artışının olmasının beklenemeyeceğini bildirdi.

Bideci, bugünümüzde şişmanlığın çocukları tehdit ettiğini belirterek, şu şekilde dedi:

“Ailelerin beslenme yetersizliğini engelleme çabaları esnasında, çocuklarını şişman yapmamaları, bilhassa abur cubur tüketiminden uzak tutmaları, aktif yaşama, spora yönlendirmeleri gerekir. Büyümeyi gerçekleştiren hormonların başındaki büyüme hormonunun salgılanmasındaki fizyolojik faktörlerden ikisi uyku ve egzersizdir. Çocuklarımızın yaşlarına ideal vakitde uyumalarını ve spor yapmalarını sağlamalıyız.”

– Büyüme hormonu eksikliği

Büyümeyi etkileyen hormonların başında tiroid hormonu ve büyüme hormonunun yaklaştığını hatırlatan Bideci, bu hormonların eksikliğinde de başka bulgularla eş güdümlü boy kısalığı görülebileceğini söyledi.

Büyüme hormon eksikliğinin dünyada aşağı yukarı 4 bin ila 10 bin doğumda bir şeklinde görüldüğünü izah eden Bideci, “Büyüme hormonu eksikliği bulunan çocukların tanısında ilk önce çocuk belli bir vakit izlenerek, senelik büyüme sürati saptanır. Bu sürat yetersiz ise boy kısalığı sebepine yönelik birtakım tarama testleri ortaya konulur ve kemik yaşı kesinlikle değerlendirilir. “Uyarı testi” diye tanımladığımız bu testler, çocuk endokrinoloji merkezlerinde, çocuk endokrinoloji eksper doktorları yönünden yapılmalıdır” diye konuştu.

Bideci,tedavide, eksik bulunan büyüme hormonunun çocuğa belli yaşa gelene kadar uygulandığını anlattı. Bideci, tanıda geç kalındığında beklenilen yanıtı alma olasılığının düşük olacağını vurguladı. Bu yüzden çocuğu ilk gören ya da izleyen hekimin, büyümeyi güzel değerlendirmesi, beklenilenden değişik bir tablo olduğunda boy kısalığı bulunan çocuğu ileri merkezlere göndermesi gerekliliğini bildiren Bideci, ailelerin de çocuklarını güzel izlemesinin ehemmiyetinin altını çizdi.

Prof. Dr. Bideci, Turner Sendromu gibi kromozomal hastalıklar, kemik ve kıkırdak yapının büyüme faktörlerine güzel yanıt veremediği haller ve yapısal büyüme gecikmesinin de boy kısalığına sebep olma ihtimalini kaydetti.