Rusya’nın Kararları Ekonomiyi Etkileyecek

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Rusya’nın Türkiye’ye yönelik yaptırımlarının ülke ekonomisine tesirinin çok az olacağını belirterek, “Rusya ile yaşanan çekişmenin neticesinde iki ülke ticaret hacminde aşağı yukarı 3,1 milyar dolarlık düşüş olabilir. Türkiye’nin gayrisafi vatan içi hasılası bu sene 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi vatan içi hasılaya göre gerektiğince küçük” dedi.

Şimşek, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisi’nin (SETA-DC) düzenlediği, “Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı programda konuştu. Türkiye’nin son senelerde ekonomik alandaki kafayarısına dair bir sunum sağlayan Şimşek, çok sonra iştirakçilerin sorularını cevapladı.

İran’ın küresel sisteme entegrasyonuna dair soruya cevap veren Şimşek, İran’ın uluslararası sisteme dahil olmasının Türkiye amacıyla de faydalı olacağını kaydetti. Şimşek, “Bu en çok bizim yararımıza olacaktır. Çünkü bizler komşuyuz” ifadesini kullandı.

– Türkiye-İsrail ilişkileri

Soru üstüne, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştirme çabalarından söz eden Şimşek, “İlişkilerin düzeltilmesi tarafında mühim bir gelişme var. Nihayetinde bir anlaşmaya ulaşacağımızı ümit ediyoruz. Bunu kafayarmak Türkiye’nin çıkarlarına bulunduğu gibi uluslararası toplumun da çıkarlarına olacaktır” diye konuştu.

Şimşek, Türkiye-İsrail ilişkilerini revizyon gayretlerinin Ankara ile Moskova arasında son devrede meydana çıkan problemler sebebiyle yürütüldüğü ifadesinin doğru olmayacağını, gerçekten bu çabaların çok evvel de sürdürüldüğünü söyledi.

Şimşek, meselenin yalnızca doğalgaz içeriğine indirgenmesinin ise hatalı olacağını kaydetti.

Türkiye’nin enerji temini konusu ile alakalı yalnızca bir ülkeye bağlı olamayacağına işaret ederek, enerjide tek ülkeye bağlılığın büyük bir risk yaratacağının altını çizen Şimşek, ne olursa olsun “çeşitliliğin” her vakit mantıklı olacağını vurguladı. Türkiye’nin Irak, Azerbaycan ve Türkmenistan gazıyla alakalı projelerini de anımsatan Şimşek, “Açıkçası enerji, çevresel stratejinin ya da politikaların büyük bir kısmını oluşturuyor. Biz enerji tedarik koridoru bulunduğumuz gibi büyük bir enerji tüketicisgüzelz de” ifadesini kullandı.

– “Rusya’nın yaptırımlarının ekonomiye tesiri az olacak”

Bakan Şimşek, Rusya’nın yaptırımlarının Türkiye ekonomisinde çok çok olumsuz tesire sahip olmayacağını dile getirdi.

Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacminin iki ülke arasındaki son devredeki stresten evvel esasen düşmeye başladığı verisini veren Şimşek, iki ülkenin ticaret hacminin Rusya’nın kendi ekonomik problemlerindan dolayı senede yüzde 30-40 azalma gösterdiğini anlattı. Şimşek, Rusya para birimin değer kaybetmesinin, Rusya’dan tatil amacıyla Türkiye’ye gelenlerin sayısında azalma yaşanmasının bundaki tesirine işaret ederek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Eğer 2016 senesine bakarsanız, Rusya’nın eskiden aldığı kararları göz önünde bulundurduğunuzda Rusya ile yaşanan bu çekişmenin neticesinde iki ülkenin ticaret hacminde aşağı yukarı 3,1 milyar dolarlık düşüş olabilir. Türkiye’nin gayrisafi vatan içi hasılası bu sene 700-800 milyar dolara yakın. Dolayısıyla 3,1 milyar dolar, gayrisafi vatan içi hasılaya göre gerektiğince küçük. Bu amaçla Rusya’nın yaptırımlarının tesiri büyük olasılıkla pek az olacak.”

Rusya’ya sattıkları ürünleri diğer ülkelere de rahatça pazarlayabileceklerini anımsatan Şimşek, Rusya’nın talebinin ise diğer bir ülkece kısa sürede karşılamasının imkânsız bulunduğunun altını çizdi.

– “Sadece teröristleri yok ederek bozukluğun çözüleceğini düşünecek kadar saf değiliz”

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Kürtlerin Ortadoğu’daki geleceğini nasıl gördüğünün sorulması üstüne, Avrupa’da uzun seneler süren savaşları hatırlattı ve neticede Avrupa Birliği’nin kurularak sınırların ortadan kalktığını, ortak para birimine geçildiğini, ortak meclis oluşturulduğunu söyledi.

Şu anda Ortadoğu’da çoğu karışıklık bulunduğunu, trajediler yaşandığını ve geleceği kestirmenin imkânsız bulunduğunu kaydeden Şimşek, “Türkiye’deki Kürtler amacıyla en güzel ileriki, Avrupa ailesinin bir parçası bulunan çok demokratik, çok hoşgörülü ve çok müreffeh bir Türkiye olacaktır. Bu hem Türkler hem Kürtler hem de diğer herkes amacıyla en güzelsi olacaktır” dedi.

Şimşek, Irak’ta Musul ve Kerkük’ün ötesinde, Suriye’de ise Türkiye sınırı seviyesi dışında çok çok Kürt nüfus bulunmadığını belirterek, Türkiye’de ise en çok Kürt nüfusun yaşadığı şehrin Diyarbakır değil İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerler bulunduğunu söyledi.

“Benim eşim de Türk. Türkiye’de Kürtler ve Türkler birbirinden ayrılamaz” diyen Şimşek, ulaşmaya çalıştıkları şeyin çok demokratik ve müreffeh bir Türkiye bulunduğunu vurguladı. Şimşek, şu şekilde devam etti:

“Ben Ankara’da, çok sonra İngiltere’de eğitim alabilmek amacıyla, sonrasında ABD’de ve İngiltere’de çalışmak amacıyla köyümü terk ettiğimde bana biri deseydi ki ‘Türkiye eski politikalarından kurtulup Kürtler dahil bütün etnik gruplara esas hak ve özgürlükleri verme konusu ile alakalı çok değişecek’ deseydi bundan kuşku ederdim ve bu tür bir bakış açısına katılmazdım. ABD’de Hispanik etnik grubun kültür, inanç, siyasi konularda yararlandığı ne varsa Türkiye’de Kürtler aynı şeylerden faydalanıyor. Ortak biçimde çok güzel hayatanın önündeki tek engel ise şiddet.”

Türkiye’de hükümetin birkaç sene evvel çözüm sürecini başlattığını anımsatan Şimşek, bunun işe yarama olanağı bulunduğunu, Güneydoğu’da ekonominin müthiş bir büyüme yaşadığını fakat bugün şiddet olaylarının tekrar başladığını anlattı.

“Sadece teröristleri yok ederek bozukluğun çözüleceğini düşünecek kadar saf değiliz” diyen Şimşek, çözümün çok demokratik bir Türkiye elde etmek bulunduğunu kaydetti.

Şimşek, “Suriye’deki gelişmeler bu biçimde olmasaydı Ortadoğu’da şimdi diğer şeylerden bahsediyor olabilirdik. Şu anda şiddeti bitirmekten diğer seçeneğimiz yok. Hiçbir demokratik ülke şiddeti hoş göremez. Şiddet varsa esas haklarınızı kullanamazsınız. Şu anda da hal budur” ifadesini kullandı.

“Sonuç şeklinde, bir şeyler elde etmek amacıyla şiddete başvurmak yerine demokrasi ve hukukun üstünlüğünü model alırlarsa Kürtler amacıyla ileriki parlak” diyen Şimşek, bölümde Irak ya da diğer bir ülkenin bölünmesini kimsenin konuşmadığını dile getirdi. Şimşek, Ortadoğu’nun mezhep çatışmalarından ve etnik esaslı şiddet olaylarından da yeteri kadar çektiğini belirterek, çözümün çok çok şiddet yerine çok çok diyalog ve reform bulunduğunu vurguladı.

Şimşek, “ABD’nin de terör örgütleri listesinde yer alan PKK maalesef verdiğimiz fırsattan yararlanamadı. Bunun yerine çok çok silah yığdılar, çok çok militan edindiler, şimdi de birtakım kent merkezlerini işgal etmeye çalışıyorlar. Şimdi bu olayla kafaya çıkmamız gerekiyor” diye konuştu.

Şimşek, şu şekilde devam etti:

“Bir Kürt şeklinde benim annem babam okuma yazma bilmezdi, tek sözcük Türkçe konuşamazlardı. Bugün ben aynı ülkenin Başbakan Yardımcısıyım. Geçmişte sorunlar oldu. Mükemmel olmayabiliriz ama bunları revizyonnin yolu şiddet değil. Bunun yolu Meclis’te konuşmaktan geçiyor.”

– “Sığınmacıları memnuniyetle karşılıyoruz”

Şimşek, bir soru üstüne Suriyeli sığınmacıların Türkiye amacıyla bir yük olmadığını anlattı. Türkiye’nin aşağı yukarı 2,5 milyon Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya ev sahipliği yaptığı verisini veren Şimşek, “Onları memnuniyetle kabul ediyoruz. Başka bir deyişle, doğru bulunanı yapıyoruz, insanoğlunun, güzel bir komşunun yapması gerekeni yapıyoruz. Açık kapı politikamız devam ediyor. Suriye krizinin bir an evvel çözüldüğünü ve insanların eski normal ömürlerine döndüğünü görmek istiyoruz. Bu gerçekleşse bile bu insanların hepsinin o ömürlerine geri döneceğini düşünmüyorum” dedi.

Şimşek, ilaveten uluslararası toplumun Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımlarının yetersizliğini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin yapısal reformları ehemmiyete aldığını belirterek, “Reformlar konusu ile alakalı yalnızca konuşmakla kalmayacağız. Yakında parlamentoyu reform paketlerine boğacağımızı göreceksiniz. Eğer gerekirse, parlamento yaz devresininde tatile girmeyecek ve bu reformları geçirmek amacıyla bütün yaz süresince çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Şimşek, SETA-DC yönünden ABD’nin başkenti Washington’da düzenlenen “Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı”nda Türkiye ekonomisini değerlendiren sunum yaptı.

Washington’daki temasları kapsamında, ABD Hazine ve Ticaret bakanlarıyla çift görüşmeler gerçekleştirdiğini belirten Şimşek, toplantıların verimli geçtiğini dile getirdi.

Türkiye ve ABD arasındaki ticari ilişkilerin potansiyelin gerektiğince altında bulunduğuna işaret eden Şimşek, buna karşın son siyasi ilişkilerin en kuvvetli devrelerinden birini yaşadığını kaydetti.

Şimşek, sunumunda genel şeklinde Türk ekonomisi ve reform ajandasına odaklanırken, Türkiye’nin finansal krizler ve jeopolitik risklerin yüksek bulunduğu son 10 senede Çin ve Hindistan dışındaki diğer artan pazar ülkelerine kıyasla çok güzel bir performans gösterdiğini vurguladı.

– “Yükselen pazar ekonomilerinin parlak devresi sona erdi”

Türklerin satın alma kuvvetinün 2002’den bu yana büyük artış gösterdiğine ve Avrupa Birliği (AB) ve ABD standartlarına yaklaştığına ilgi çeken Şimşek, “Türkiye ile AB arasındaki satın alma kuvveti farkını son 13 senede yüzde 25-30 kapattık. 2000 senesinde AB ortalamasının yüzde 30’una denk gelen Türk satın alma kuvveti, geride bıraktığımız sene itibarıyla bu ortalamanın yüzde 55’ine yükseldi” değerlendirmesini yaptı.

Bununla birlikte, artan pazar ekonomilerinin öne çıktığı devresinin sona erdiğini belirten Şimşek, şunları kaydetti:

“Geride bıraktığımız 10 sene, artan pazar ekonomilerinin yatırımcıların gözdesi bulunduğu bir devredi. Çünkü, küresel dolar likiditesi boldu ve emtia fiyatları ciddi bir artış dögüsü yaşadı. Yükselen pazar ekonomileri bu devrede yüksek derecede sermaye akışı ve yatırım aldı. Ancak, bu devre bundan sonra geride kaldı. Şimdi, bu ülkeler bundan sonra güzel halde değil. Uluslararası Finans’ın ön görülerine göre, geride bıraktığımız sene artan pazar ekonomilerinden 350-400 milyar dolar seviyesinde sermaye çıkışı yaşandı. Türkiye’den de aşağı yukarı şeklinde 10 milyar dolar seviyesinde net sermaye çıkışı oldu.”

Şimşek, ilaveten, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artış sürecine girmesiyle güçlenen dolar ve düşen emtia fiyatlarını, artan pazar ekonomileri amacıyla en “kötü kokteyl” şeklinde değerlendirerek, ağır baskı altında kalan bu ülkelerdeki yavaşlamanın sürpriz olmadığının altını çizdi.

Bu noktada, birtakım istatistikler veren Şimşek, artan pazarların ilerlemiş ülkeleri yakalama süresinin 2009’da yaşanan finansal kriz evvel 36 sene iken, bu vakitın 120 senea çıktığını anlattı.

– “Yakında parlamentoyu reform paketlerine boğacağız”

Sunumunda, Türkiye’ye yönelik pazar algısının son senelerde diğer artan pazar ekonomileri gibi kötüleştiğine de değinen Şimşek, “Türkiye’nin gerçeğinin pazardaki algıdan çok güzel halde bulunduğunu düşünüyorum. Ancak, bizim amacıyla algı da ehemmiyet taşıyor ve bu kötüleşmeyi durdurmak amacıyla çalışmalıyız. Dolayısıyla naif bir yaklaşım takınarak, Türkiye’de her şeyin kusursuz bulunduğunu iddia etmiyoruz. Öyle olsaydı reformlardan bahsediyor olmazdık.” yorumunda bulundu.

Şimşek, yapısal reform programı, AB’ye üyelik süreci ve istikrarlı makroekonomik politikaların, Türkiye’nin geleceği amacıyla sütun taşları niteliğinde bulunduğunu belirtirek, bunların düşük verimlilik, rekabet kuvveti ve yatırım iklimini tedavi etmek yönünden büyük rol oynayacağını dile getirdi.

“Son senelerde kapsamlı bir reform ajandası amacıyla çok sıkı çalıştık. Şimdi önümüzde 4 sene var ve bu reform ajandasının yüzde 60-65’ini gerçekleştirmemiz dahi Türkiye’nin tekrar süratli büyüme sürecine geri dönmesini sağlayacaktır” diyen Şimşek, hazırlanan reform paketlerinin ileriki vakitlarda parlamentoya ulaşacağını bildirdi.

Şimşek, reformların meşruaşması noktasında da elinden geleni gerçekletireceğini ifade ederek, “Reformlar konusu ile alakalı yalnızca konuşmakla kalmayacağız. Yakında parlamentoyu reform paketlerine boğacağımızı göreceksiniz. Eğer gerekirse, parlamento yaz devresininde tatile girmeyecek ve bu reformları geçirmek amacıyla bütün yaz süresince çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

– “Türkiye, 8 senede 7 milyon şahsa istihdam sağladı”

Şimşek, bu reformların tamamlanmasının takipçisi olacaklarının altını çizerek, bu tarafta ilk kez bir başbakan yardımcısının reformları izlemekten mesul kılındığını, ilaveten Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun reformların uygulanmasının takipçisi olacağını söyledi.

Gelecek 3-6 ay arasında bu reformların parlamentoya gönderileceğini belirten Şimşek, şeffaflığı zenginleştirme, yolsuzlukla mücadele, kamu alımları, iş istihdamı oluşturma gibi çoğu noktada yapılacak reformlara dair veriler verdi.

İstihdam konusu ile alakalı AB ülkelerinde 2007 senesinden beri 2 milyon bireyin işini kaybettiğine vurgu yapan Şimşek, aynı devrede Türkiye’nin ise 7 milyon iş yarattığına ilgi çekti. Şimşek, bu rakamlara karşın istihdam sağlamak amacıyla çabalamaktan senemayacaklarını kaydetti.

Şimşek, istihdamdaki güzelleşmelere karşın, kayıt dışı istihdam ve kadınların iş kuvvetine katılım oranının hala problemler arasında yer aldığı ifade ederek, yüzde 35’e düşmesine karşın hala yüksek seyreden kayıt dışı istihdamı denetim altına almaya çalışacaklarını aktardı.

– “2015 senesi bütçe açığı sıfıra yakındı”

Türkiye’nin kamu açığı yönünden kafayarılı bir performans sergilediğine ilgi çeken Şimşek, 2015’te bütçenin nerdeyse denge seviyesinde gerçekleştirildiğini anımsattı.

Buna karşın, artan pazar ülkelerinde ortalama bütçe açığının gayri safi hasılaya oranının ortalama yüzde 4 seviyesinde bulunduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye’nin sıfıra yakın bütçe açığı kafayarılı olmasını kurumlaştırmak istediklerini dile getirdi.

Şimşek, ilaveten Türkiye’nin dünyada en rekabetçi dokuzuncu vergi sistemine sahip olmasına karşın mükelleflerin sahip olunan problemini çözecek reformlar planladıklarının verisini verdi.

Kamu harcamalarında eğitime evvellik vereceklerini, halihazırda eğitime vergi gelirlerinin yüzde 25’ini ayırdıklarını belirten Şimşek, “Eğitim gerçekten çok mühim. Daha yüksek eğitim seviyesi, şahıs başına çok yüksek gelir demek” dedi.

Şimşek, Türk eğitim düzeneğinin niteliğini artırmaya çalışacaklarını bildirirken, yabancı diller, hayat boyu eğitim ve öğretmenlerin eğitimi konularında reformlar planladıklarını ve eğitimde hususi sektöre çok çok alan tanınacağını bildirdi. Bunun rekabeti artıracağına işaret eden Şimşek, “Eğitime uygulanan yatırımların meyvesini 20-30 sene sonra alacağız.” değerlendirmesini yaptı.

– “İlk 10’a girmek amacıyla en güzel küresel programları benimsemelgüzelz”

Şimşek, reform programıyla yargı sistemindeki problemleri da gidermeye çalışacaklarını belirterek, çok çok meşru anlaşmazlığın mahkemeye gitmeden tarafsız hakem kararıyla halledilmesi amacıyla merkezler kurulacağını söyledi.

Yeni temyiz mahkemeleri oluşturacaklarını da aktaran Şimşek, bu sayede 1 milyonun üzerinde davanın beklediği Yargıtay’ın yükünü azaltmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Mehmet Şimşek, Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer alması amacıyla çok yapmaları gereken çoğu işin bulunduğunu kaydederek, sözlerini “Eğer en büyük 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak en güzel küresel programları benimsemelgüzelz” diyerek tamamladı.