AYM’nin ‘zorunlu aşı’ kararının gerekçesi

   2024 Tarihli Haber
  Ekleyen : Yazar
  Yorum Yok

Anayasa Mahkemesinin, bebeklik devresi aşılarının yapılması ebeveyni yönünden istenmeyen çocukla alakalı, mahkemece sıhhat tedbiri uygulanmasına karar verilmesini hak ihlali sayan gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Karara göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Uşak İl Müdürlüğü, Halime Sare Aysal adlı çocuğun bebeklik devresi aşılarının anne ve babası yönünden yaptırılmadığı gerekçesiyle çocuk ile alakalı sıhhat tedbiri uygulanmasını istedi.

Sivaslı Asliye Hukuk Mahkemesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun alakalı hükümleri gereğince çocuk ile alakalı sıhhat tedbiri uygulanmasına karar verdi. Bu karara uygulanan itiraz Uşak Aile Mahkemesince reddedildi. Bunun üstüne aile, Anayasa Mahkemesine bireysel müracaatte bulundu.

Yüksek Mahkeme, müracaatcunun parasal ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi ilaveten tekrar yargılama yapılmasına hükmetti.

Kararda, hususi hayata saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal çıkarlardan birinin de kişinin fiziksel ve ruhsal bütünlük hakkı bulunduğu belirtildi.

Bu hak kapsamında devletin yükümlülüğün, yalnızca belirti edilen hakka keyfi araya girmekden kaçınmakla sınırlı olmadığı bahsedilen kararda, bu yükümlülüğün hususi hayata saygıyı sağlamaya yönelik tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldığı ifade edildi.

Vücut bütünlüğüne dair hukuksal çıkarların da hususi hayata saygı hakkı kapsamında emniyet altına alındığı belirti edilen kararda, “Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak amacıyla o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik olarak tariflenen maddelerin bedene verilmesi olarakki aşı programının araya girmeknin boyutundan bağımsız olarak beden bütünlüğüne bir araya girmek meydaan getirdiği açıktır” denildi.

Söz hususu düzenlemenin, somut müracaatte bulunduğu gibi doğan her çocuğa belirli bir yaş periyoduna bağlı olarak ve ebeveynin rızası hilafına, alakalı idarece belirlenecek her türlü aşının tatbiki yetkisi verildiği olarak anlaşılmaması gerektiği vurgulandı.

Kararda, “Aksinin kabulü durumunda uygulanacak tıbbi araya girmeknin tür ve kapsamı belirsiz olacak biçimde, rıza verilmeyen araya girmek türlerinin gündeme gelmesi muhtemeldir. Bu kapsamda somut müracaat yönünden 5395 sayılı Kanun’un alakalı hükümlerinin, müracaatya mevzu araya girmeknin yasai temelinin ihtiva etmesi gereken unsurlardan bulunan öngörülebilirlik kalitesini taşımamaktadır” ifadelerine yer verildi.

Öte yandan, kararda, Anayasa Mahkemesine, Sıhhat Bakanlığı Türkiye Halk Sihhati Kurumunca mevzuya dair gönderilen yazıda, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun zorunlu aşı programı hususu ile alakalı Bakanlığa verdiği yetkilerden söz edildiği bildirildi.

1593 sayılı Kanun’da çiçek aşısının zorunlu bir aşı olarak öngörüldüğü, bu yükümlülüğün Kanun’da detaylı biçimde düzenlendiği bahsedilen kararda, bunun dışındaki aşı programının Bakanlığın alakalı genelgesi kapsamında yapıldığı, genel ve zorunlu aşı programına dayanak oluşturacak bir yasa hükmü bulunmadığı kaydedildi.

Kararda, bu nedenlerle söz hususu araya girmeknin yasailik şartını taşımadığı belirtildi.